O soğuk Kasım akşamında veda etmiştim kahve gözlerine. Bir daha gülümsediğini göremedim ve o zamandan sonra hayatım daha da beter olmuştu. Onun şövalyesi olmak isterken kendimi kraliçe olarak bulmuştum. Ne kadar onu kötülükten korumaya çalışsamda eninde sonunda o beni koruyordu. Veda ettiğim akşamın gecesinde bana söylediği sözler kalbimi bir kılıç ile binbir parçaya bölmüş kalbim cam gibi paramparça olmuştu. Sonrasında anladım sözlerin aslında bir geçerliliği olmadığını. Nasılsa havada asılı kalıyordu. Hani bir söz vardır ya "Söz uçar yazı kalır." Diye yazıda kalmaz sadece iki parçaya ayrılması ile geçerliliğini yitirir. Ama onun sözler havada sallanırken etrafımda dans ediyordu. Asla kaybolmuyordu.