2

439 40 9
                                    

Teoman/Gönülçelen

Sınır dolmamıştı ama olsunduuu

"İşte böyle.Rüyamdaki sesle o adamın sesinin aynı olduğuna o kadar eminim ki."Sevgi göz bebeklerini büyütüp bana baktığında içimden keşke anlatmasaydım diye geçirdim.

"Yeminle dedim bu kız aşık olacak diye.Ee tabi 6.hissim güçlüdür benim."

"Bak yine,anlatmaya gelmiyor.Hem tesadüf falan şey olmuştur,hatta bence ben psikolojik olarak duymuşumdur belki?"

"İnanıyor musun dediklerine?Besbelli kader bu,tesadüfler de bir yere kadar.Azıcık mutlu ol kızım,şu bir buçuk yıldır içten bir gülüşünü gören cennetlik.Hayır anlamıyorum mutlu olmak bu kadar mı zor?"

"Ne yapayım Sevgi?Sen benim başımdaki dertleri biliyor musun?Hadi derdi geçtim,ailemi kaybettim ben.Ailemi.Bu insana nasıl koyar onu biliyor musun?Sadece bir gün,bir günde tüm hayatının yıkılması.Benim mutlu olmam için büyük bir mucize gerek,öyle büyük mucizelerde ancak masallarda olur."dedikten sonra dolu gözlerimin akmaması için emirler verdim kendime.Güçsüz olmak en büyük fobim sayılırdı,ya da insanların karşısında güçsüz gözükmek.

"Ben..Özür dilerim senin mutlu olmanı istediğim için..Her neyse ben gideyim."

Nefret ettiğim şeylerden bir tanesi de insanları kırmaktı,fakat şu an yaptığım davranış yalanlıyordu bu hislerimi.Fark etmeden de olsa birinin canını acıtmam kafama günlerce takılırken bunun en yakın arkadaşım olması işi mantıksızlaştırıyordu.Sevgi yanımdan geçip giderken benim dur dememin bir şeyi değiştirmeyeceğini anladığımda zorlukla yutkunarak arkama yaslandım.Yine her şey çok zordu ve ben yine yalnızdım.Sinirden yüzümde küçük bir tebessüm belirdiğinde çayımı alıp balkona çıktım.Öyle manzaram da deniz veya büyülü bir orman değildi.Aksine 5 metre ötemde karşı villanın balkonu vardı.Tabi ki merak edip içeriyi gözetleyecektim.Göründüğü kadarıyla büyük bir odaydı,oldukça da güzel dekore edilmişti.Tabii hala içeride birkaç büyük kutu vardı.

Tam o sırada bir adam girdi içeri.Açık konuşmak gerekirse de bayağı yakışıklıydı.Kuzguni saçları,esmer teni,kirli sakalları çok rahatça kusursuz denilebilecek kadar hoş duran bedeni.Bambaşka bir hava vardı üzerinde,betimleyemeyeceğim.Yüzünden anlaşılacağı üzere pek güzel bir gün geçirmemişti,benim gibi.Çayımdan yudumladığımda odanın görünmeyen tarafına gitmiş,gözden kaybolmuştu.Görünmesini birkaç dakika bekledim.Umudu kesince açılan balkon kapısıyla çayın hemen yanındaki gazeteye gömdüm başımı.Büyük ihtimal şu an o da bana bakıyordu,gözlerimi ürkekçe kalırdığımda balkondaki masaya oturmuş çizim yaptığını farkettim.Bende salak gibi beni izler diye düşünüyorum,şu araar Sevgi'nin yanında fazla durdum sanırım.

Kağıda aşıkmışçasına bakarken attığı çizgilerden çok rahat okunabiliyor şefkat.Ne çizdiğini tam olarak anlamasamda çizdiği şeylerin güzel olduğu aşikar.Eli masadaki suya yöneldiğinde başını kaldırmasından korkup tekrar gazeteyi incelemeye başladım ki kulaklarımda papatyalar açtırtan o ses buna engel oldu.

"Merhaba,Ben Ömer."

Bu güzel sesin,rüyamda gördüğüm,sabah çarpıştığım adamın sesi olduğuna en az adım kadar emindim.Belki de Sevgi haklıydı,şu sıralar yaşadıklarım bir tesadüf değildi.Başımı kaldırdığımda yüzümde kırmızının her tonunun bulunduğuna emindim.Ağzım kulaklarıma varırken karşımdaki adama selam vermem gerektiğini kendime hatırlatmıştım,

"Merhaba,Defne bende."

Dediğimde yüzümdeki gülümsemeyi silmek adına dudaklarımı bastırdım.O ise gayet rahat bir tavırla bakıyordu bana,

Eşref Saati -Deföm-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora