Çalınan zaman

210 17 2
                                    

Hissettiğim sıcaklık Ömer'den geliyordu , kimse ile konuşmayan Ömer benim omzuma dokunmuştu.
- Kıvılcım : Ömer burada ne işin var ?
Yüzüme baktı elini çekti , hiç bir şey söylemedi öylece baktı . Ne anlatmak istediğini anlayamıyordum . Kendimde de değilim daha yeni bir hastamı kaybettim . Buna alışmam gerekiyor zorundayım . Ömer hiç bir şey söylemeden yanımdan çekip gitti . Aşağıya indim bu gece nöbetim varmış bu kafa ile nasıl devam edeceğim bilmiyorum .
- Mehmet : Kıvılcım , güçlü karakter sen çok güçlü birisin !
- Kıvılcım : Öyle mi diyorsun .
- Mehmet : Karakter özelliklerin çok güçlü seni kimse yenemez , istersen bir kere oynayalım .
- Kıvılcım : Mehmet şu an ...
- Mehmet : Tamam vaktin yok anladım . Ben de Ömer ile oynarım o halde . Görüşürüz .
- Kıvılcım : Bir dakika Ömer seninle konuşuyor mu ?
- Mehmet : Evet neden sordunuz ?
- Kıvılcım : Merak ettim sadece .
Mehmet acaba doğruyu mu söylüyor anlayamadım çünkü gerçek Dünya da yaşamıyor . Yanıma birden ölen hastanın annesi yaklaştı .
- Hastanın Annesi : Oğlumla siz ilgilenmişsiniz ?
- Kıvılcım : Evet
- Hastanın Annesi : O nasıl hissediyordu ? Benden bahsetti mi ?
- Kıvılcım : Sizden bahsetti evet , sadece ağlarken  sesi titreyerek yardım istercesine , neden yaşarken değilde öldüğünde buraya geldiniz .
- Hastanın Annesi : Ona yaklaşamazdım , o böyle alışmıştı ben ona hiç bir şey veremezdim . Ne bir sevgi ne bir evlat duygusu .
- Kıvılcım : Duymak istediğiniz şey her neyse söyleyemeyeceğim , sadece biraz da olsa sevilmek istemişti . Birazda olsa başını okşasaydınız ona yalnız olmadığını hissettirseydiniz belkide şu an .... hayır devam etmemeliyim , yoksa kötü olacaktı . Kendimi tutmam gerekiyordu .
- Hastanın Annesi : Her şey için teşekkür ederim , ben sizi anladım . Kendinize iyi bakın .
O kadar sinirliyim ki ne ağlayabiliyorum ne tepki verebiliyorum , arafta sıkışıp kaldım .
- Dilara : Kıvılcım , hastaları kontrole gitmemiz gerekiyor .
- Kıvılcım : Geliyorum .
Birlikte hastaları kontrol etmeye başladık , tansiyon ölçtük ilaçlarını verdik . Arama yapmamız söylendi hastaların bazen kesici aletler bulup sakladıklarını öğrendim . Her hastanın dolaplarına bakıyorduk , benim kontrol ettiğim hasta 20 yaşlarında bir kız çocuğuydu göz altları morarmış , büyük ihtimal ile madde bağımlısı bir gençti . Tansiyonunu ölçtüm dolabına baktım bomboştu her şeyi kontrol ettik kapıdan çıkarken bana seslendi .
- Hasta : Afedersiniz .
- Kıvılcım : Bana mı seslendiniz ?
- Hasta : Evet size söylüyorum , dolabımda ki saat nerede ?
- Kıvılcım : Ben bir saat göremedim .
- Hasta : Siz çaldınız ! Bana saatimi geri ver !
Dilara ile birbirimize baktık ve odadan çıktım hiç bir şey söylemeden . Resepsiyondayken masamıza kadar geldi ve bana .
- Hasta : Sana saatimi ver dedim ! Sen çaldın !
- Kıvılcım : Ben bir şey çalmadım ! Sen neyden bahsediyorsun ?
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım sen ne saçmalıyorsun kendine gel , o bir hasta ve ona böyle cevap veremezsin !
- Kıvılcım : Özür dilerim ama ben bir şey çalmadım . Kendimi tutamadım .
- Hasta : Bana saatimi vericek mi ? Yoksa burayı ayağa mı kaldırayım .
-Dilara : Ben ilgilenirim , gel bakalım birlikte tekrar bakalım belki görmediğin bir yerdedir .
Olduğum yerde duruyordum Zeynep Hemşire bana odama gel diye seslendi .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım burada ki insanların birer hasta olduğunu biliyorsun dimi ?
- Kıvılcım : Evet , biliyorum bir an için boş bulundum .
- Zeynep Hemşire : Yapamayacaksan söyle ona göre konuşuruz .
- Kıvılcım : Toparlayacağım merak etmeyin
Gece nöbetim çok zor geçicek belli oldu hastane yemeklerini de yiyesim yok , bir sürü dosya var önümde ve hepsini bitirmem gerekiyor . Yanıma Mehmet geldi bir anda.
- Mehmet : Kıvılcım nasılsın ?
- Kıvılcım : Bu soruyu benim sormam gerekiyordu ama iyiyim teşekkürler , sen iyi misin ? Bir şey mi oldu ?
- Mehmet : Hastalardan biri her yerde senden hırsız diye bahsediyor ,  istersen ona en güçlü karakterimi yollayıp cevabını vereyim ne dersin ?
- Kıvılcım : Gülerek , hayır gerek yok bunu ben halledebilirim . Sen yalnız mısın ?
- Mehmet : Yalnız değilim yanımda diğer oyuncularda var .
- Kıvılcım : Anladım , ömer'i göremedim bugün nasıl iyi mi ?
- Mehmet : Ömer kötü , çok kötü .
- Kıvılcım : Kötü mü ? Nesi var ?
- Mehmet : Ömer'in hiç bir şeyi yok . Ömer tek başına . Ömer'in karakter özellikleri zamanla düşüyor . Böyle giderse karakter çökecek ve düşman onu yenecek .
- Kıvılcım : Ömerle nasıl konuşabilirim , ona yardım etmek isterim .
- Mehmet : Ömer'e kimse yardım edemez . Dur kıvılcım olduğun yerde . Bana bir sinyal geldi düşman kalemize saldırmış hemen gitmem gerekiyor . Sen sakın bulaşma bu işe sen çok iyi kalpli bir savaşçısın .
Peki dedim ve odasına koşarak gitti , sanırım tek sevdiğim ve beni seven tek hasta böyle hasta diyincede kendimi kötü hissediyorum ama neyse  , biraz aşağıya inip mola vermem gerekiyordu . Annem yine her zaman ki gibi çantama bir şeyler koymuş yemek için aşağıya indiğimde dahiliye bölümümden eski dostlarım dediğim insanlarda oturuyordu .
- Kıvılcım ! Gelsene yanımıza .
Yanlarına gidip oturdum , birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlardı beni fazlalık olarak görüyorlardı ama ben her şeye rağmen o masada oturup onları dinledim .
- Aa Kıvılcım o kaplarda neler var ? Evden yemek mi getirdin yoksa .
- Kıvılcım : Evet annem dayanamamış yine .
- Bunlar yasak ama canım bilmiyor musun ayrıca ne kokuyor böyle ya . Nasıl yiyeceksin onları . Surat ifadem aynı kalsada kalbimin kırıklığı aynı değildi , kendi bölümümde mutlu olduğumu zannediyordum . Hastalarla o kadar yakından ilgileniyordum ki geceleri uyanmasınlar diye ışıkları açmazdım , üstlerini sessizce örterdim . Uyanmamaları için çok çabalardım , işim hep böyle aksıyordu bilemezdim diğerlerini zora soktuğumu , ben de istemezdim bu kadar düşünceli bu kadar önemseyen biri olmak . Elimde değil ben her zaman iyilikten yanayım , nereye kadar giderim bilmiyorum . Birden yanımızda Doktor Kenan belirdi .
- Doktor Kenan : Bu koku da ne böyle ? Derken kızlar hafiften gülmeye başladı .
- Kıvılcım : afedersiniz .
- Doktor Kenan : Mükemmel kokuyor , kesinlikle anne yemeği olduğu belli . Ben de eşlik edebilir miyim ?
- Kıvılcım : Gülümseyerek Tabi ki buyrun .
Diğerlerinin surat ifadeleri birden bire düştü Doktor Kenan hastanenin en havalı doktoruydu böyle bir tepki beklemiyorlardı .
Hemen masadan kalktılar işimiz var diye . Doktor Kenan bana acıdığı için mi yoksa gerçekten beğendiği için mi eşlik etti anlamadım . İşim bitince yukarıya çıktım , gözlerim kapanıyor , ayakta duracak halim kalmamıştı . Saatim bitti ve eve doğru yola çıktım eve vardığım gibi direkt odama geçip kendimi yatağa attım , perdelerin güneşlikleri her zaman inikti , hiç bir zaman güneş yüzü görememişti odam . Uykuya daldığım an kendimi bir boşlukta sallanıyor gibi hissediyordum .
- Sönmez : Çimen annen bu aralar çok yoruluyor , izin gününde onunla birlikte vakit geçirsek mi ?
- Çimen : Ben gelemem anneanne , kızlara söz verdim .
- Sönmez : Ya sen doğa ?
- Doğa : Anneanne benim de yetiştirmem gereken bir proje ödevim var arkadaşlarla toplanacağız , bir sonra ki izin gününde yapalım .
- Sönmez : Peki kızlar , siz bilirsiniz ama anneniz hiç iyi görünmüyor haberiniz olsun .
Zaman nasıl geçti bilmiyorum ama telefonumun sesi hiç susmuyordu , apar topar hastaneye gittim her zaman ki gibi ayaklarım geri gitsede yinede seviyordum işimi , hastaneye girdiğim an herkesin elinde birer bez duvarları siliyordu Dilara hemşire , Tuğçe hemşire , Hasta bakıcı Ahmet .
O pembe duvarlar karalanmıştı , benim adımla karalanmıştı birisi duvarlara
" Hırsız Kıvılcım" yazıları ile doldurmuştu. Ne olduğunu duvarlarda saatimi bana geri ver hırsız yazınca anladım .
- Dilara : Her yeri böyle karalamış ama merak etme biz temizledik neredeyse hepsini .
- Kıvılcım : Lütfen sizler bırakın ben hallederim , yeterince yoruluyorsunuz zaten .
- Dilara : 2 duvar kadar kaldı zaten gerisi sen de o zaman .
Elime bezi aldım karalanan duvarları silmeye başladım , silerken bir yandan da bu kadar öfkelenicek ne yaptım diye düşündüm durdum . Yanıma Mehmet geldi elinde bir bezle .
- Mehmet : Biz geldik Kıvılcım !
- Kıvılcım : Siz mi , yalnız değil misin sen ?
- Mehmet : Değilim , ordumu getirdim yanımda onlar görünmüyor olabilir ama ben görüyorum ve sana yardım edeceğiz .
- Kıvılcım : Siz hiç yorulmayın ben hallettim sayılır .
- Mehmet : Cebinden bir saat çıkartır , al kıvılcım bunu ona ver .
- Kıvılcım : Bu saat onun saati mi ?
- Mehmet : Hayır ama bu saati ona verirsen mutlu olacaktır .
- Kıvılcım : İyi niyetini anlıyorum ama bunu yapamam nasıl bir tepki ile karşılaşırım bilmiyorum .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım , işin bitti mi ?
- Kıvılcım : Bitti sayılır .
- Zeynep Hemşire : Hasta hiç bir şekilde yemeğini yemiyormuş. Neler olduğuna gidip bir bak .
Bu durumdan o kadar sıkıldım ki kendimi terasa attım . Yanıma Hasta bakıcısı Ahmet bey geldi beni ağlarken gördü yanıma oturdu .
- Kıvılcım : Bir hastadan nefret etmek istemiyorum ama ondan nefret ediyorum . Ondan nefret edebildiğim için kendimden de nefret ediyorum .
- Ahmet : Çok normal bu yaşadığın , bu yollardan herkes geçti . Ben burada kimleri gördüm ağlarken şu an biri müdire biri baş hemşire .
- Kıvılcım : Onlarada mı ağladı ?
- Ahmet : Ağlamayan insan var mı ? Duygular dolup taşar bu yüzden o gözlerden yaş hep akar . Benden sana tavsiye onu anlamaya çalış ve gidip neyi olduğunu öğren , sana anlatacaktır .
Göz yaşlarımı sildim ve ayaklandım yemek yemediğini öğrendim ve dışarıdan yasakta olsa herkesin sevebileceği bir yemekten söyledim ve odasına girdim .
- Kıvılcım : Yemeğini yememişsin sana yemek getirdim .
- Hasta : Doğrulur , bana saatimi geri ver .
Tepsiyi ona doğru yaklaştırdım , yemeğini yemelisin yoksa hastalanıcaksın .
- Hasta : Zaten hasta değil miyim ? Hem bu ne böyle hep israfsınız diyerek ağlamaya başladı  Ben bir simiti yarıya bölerdim ertesi gün de yemek için . Ben  küçükken annem vefat etti babam beni okutmak büyütmek için bir sürü borç yaptı , tek başımaydım ona destek olmak istedim bir işe başladım gece geç saatlere kadar çalıştığım için evime dönerken bana taksi ücreti verirlerdi taksiye binmeyip evime kadar yürürdüm o parayıda biriktirirdim . Babam sürekli beni arayıp ağlardı çok fazla borcu vardı ve evden atılıcaktık , insanlara gelen mesajlar sevdiklerinden yada alışveriş mesajları olurdu bana gelen mesajlar icra borçlarıydı , ev sahibinin tehdit mesajları . Hiç bir işe yaramıyordum , geleceğe dönük hiç bir hayalim olamadı kaygım büyük . Ben annem gibi olmak istiyordum . Ondan bana kalan saati satmak istedim arkadaşım , dostum ... benden saati almak istedi çok değerli bir saatti . Bana istediğim parayı verecekti ve babama yardım edecektim . Ve bana bu saati borç olarak düşün sana geri vereceğim demişti  çok mutlu olmuştum. Saatimi aldı bana parayı akşam üzeri atacağını söyledi ve hiç bir zaman telefonlarımı açmadı . Elini göğsüne vurarak keşke beni öldürseydiler ama onu almasaydılar , o bana annemden kalan tek anıydı . Şimdi kim bilir nerede kiminle . Onu istiyorum nolursun bana saatimi geri ver .... nolursunuz onu bana geri verin .
-Şimdi anlıyordum zamanını saatini çalanın aslında hepimiz olduğunu . Güvenmekten başka çaresi kalmamış . Karşısında kendimi tutamadım göz yaşlarımızı aynı anda sildik.
Sonra yemeği kendine doğru çekti .
- Hasta : Burnunu çekerek , biliyor musun annemin bana yaptığı son yemekti bu . Bir daha hiç kimseden isteyemedim , istesemde kimse onun gibi yapamazdı . Ağlayarak bir kaşık aldı göz yaşları tabağın içine düşüyordu yutkunduktan sonra bana sarıldı , tadı aynı annemin yaptığı gibi dedi ... Ben de ona sarıldım , beni annesinin yerine koymuştu sanki öyle sıkı sıkı sarılmıştı ki bırakmak istemiyordu . Sonra kendisini çekti hafif gülümsedim .
- Kıvılcım : Yemeğin bittiği zaman seslenirsin .
- Hasta : Gözlerini kırparak tamam işaretini yaptı .
Onu biraz yalnız bırakmak istedim , yoksa onunla sabaha kadar ağlamak zorunda kalırdım . Yakın  "Dostlar" yakın "Arkadaşlar" bana tanıdık geliyordu . Neden bir insanın umuduyla oynarsınız ki ? O insan size bu kadar kötü ne yapmış olabilir ki ? O saati nasıl bulacağım hakkında bir fikrim yoktu ama aklıma güzel bir fikir gelmişti . Koşarak gidip ona güzel bir saat aldım , annesi kadar sevmesede  umarım ona benzer bir saattir . Geri geldiğimde uyuyordu odasına paketi bıraktım ve çıktım . Aktivite odasına doğru gittim kimseler yoktu sadece koltukta kitap okuyan Ömer vardı . Yanına doğru gidip .
- Kıvılcım : Sessizce oturabilir miyim ? Dedim
Baktı ve bir şey demeden kitabını okumaya devam etti . Çok sessizdi dudakları bile kımıldamıyordu sanki kitabı okumuyor sadece izliyor gibiydi. O sırada hasta bana koşa koşa geldi , koluna aldığım saati takmıştı boynuma sarıldı .
- Hasta : Saatim'i bulmuşsunuz dedi kahkahalar atıyordu .
Oysa ki ikimizde biliyorduk ki o saat annesinin değildi ama ona öyle bakmak istemişti . Yeniden bir umuda tutunmuştu . O sıra Ömer ayağa kalktı ve kitabının arasından bir fotoğraf düştü . Fotoğrafta bir çocuk vardı yere aynı anda eğildik , aynı anda fotoğrafı tuttuk hızlıca çekip aldı . Kitabının arasına koydu .
- Kıvılcım : Hiç konuşmayacak mısın ?
- Ömer : Kafasını çevirerek ilk defa bana cevap vermişti , Ben hiç bir zaman susmadım ki . Diyerek yavaş yavaş yürüyerek gitti .
Tek bir cümlesinde anlatmak istediğini anlamıştım sanırım . Ne yaşadığını çok merak ediyorum daha sonra dosyasına bakıp hikayesini öğrenebilirim . Yarın izin günümdü ve sanırım bu benim için mutluluk vericiydi bütün günümü dinlenerek geçirmek istiyorum , kızlarım ve annemle ....
- Bölüm Sonu -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now