ÖLÜ KALP

211 16 22
                                    

Müdirenin gelmesi ile yemekhanedeki ziyafet sona ermiştir . hastalar ve yakınları bahçeye doğru dağılırlar .
Odasında tek kalan Ömer'in yanına Tunç gelir .
- Ömer : Çok mu kötüydü .
- Tunç : Biraz daha sakin olabilirdin .
- Ömer : Kendime hakim olamadım .
- Tunç : Ben her zaman buradayım , kendini kötü hissettiğin zaman benimle konuşabilirsin .
- Ömer : Biliyorum , sağ ol .
- Tunç : Kenan Doktor seni sordu .
- Ömer : Merak etmiştir şimdi aslında beni değil Kıvılcımı .
- Tunç : Evet şu an Kıvılcımla birlikte yemekhanedeler .
- Ömer : Tahmin ediyorum beklediği anı kendi ellerimle verdim ona , Kıvılcım şu an benden nefret ediyor .
- Tunç : Bence etmiyordur . Sadece neler olduğunu anlamaya çalışıyor . Ona neler olduğunu anlatacak mısın ?
- Ömer : Şu an değil . Acı çekmesini istemiyorum . Öğrenmemeli .
- Tunç : Öğrendiği an anlayacaktır seni .
- Ömer : Gideceğim gün ... Derin nefes alır , ona anlat olur mu ? Her şeyi .
- Tunç : Sen nasıl istersen .
- Ömer : Daha da kötü hissedecek ama  bitecek .
- Tunç : Üzgünüm .
- Ömer : Bunu yapmak zorundayım .
- Tunç : O gün bu hastaneyi başımıza yıkacağından eminim .
- Ömer : Hafif gülümser , biliyorum ama onu benim için sakinleştir.
- Tunç : Merak etme . Şimdi ilaçlarınızı almanız gerekiyor . İlaçlar sana daha iyi hissettirecektir .
- Ömer : Ver bakalım .
- Tunç : Yuttuğundan emin olmalıyım .
-Ömer : Ağzını açar , yuttum merak etme .
- Tunç : Şimdi dinlen ben bir aşağıya bakayım .
- Ömer : Başım ağrımaya başladı normal mi bu ?
- Tunç : Evet , ilaçlarında biraz değişiklik yapıldı . Seni biraz zorlayacaktır .
- Ömer : Bedenim buz gibi soğudu , hissediyorum .
- Tunç : Ömer iyi misin ?
- Ömer : Uzansam iyi olacak . İyiyim . Sen gidebilirsin . Dur , sakın unutma zamanı geldiğinde .
- Tunç : Merak etme .
Odadan çıkar ve yemekhaneye iner .
- Demet : Kıvılcım neler oluyor ?
- Kıvılcım : Bilmiyorum , her şey bir anda anlamsızlaştı , öfkesine hakim olamıyor . Beni bile artık gözü görmüyor .
- Tunç : Merhabalar Demet Hanım biraz konuşabilir miyiz önemli bir konu .
- Demet : Bir şey mi oldu ?
- Kıvılcım : Ömer ile ilgili mi yoksa ? Ne oldu ?
- Tunç : Hayır , başka bir konu .
- Demet : Tamam , odama geçelim .
Müdire ile Tunç odaya geçtiler önemli bir konunun umarım Ömer ile ilgisi yoktur . İçime oturan bu histen nasıl kurtulacağım . Elini kalbine doğru götürür . Artık çok fazla ağrımaya başladı kusucak dereceye kadar geldim .
- Kenan Doktor : Kıvılcım ? Rengin solmuş iyi misin ?
- Kıvılcım : Bilmiyorum , hava almam gerekiyor midem bulanmaya başladı . Galiba kusucam .
- Kenan Doktor : Gel bana tutun , bahçeye hava almaya çıkalım .
Kenanla birlikte bahçeye çıkarlar Kıvılcım midesindekileri istifra eder .
- Kıvılcım : Biraz daha iyiyim .
- Kenan Doktor : Ellerinde buz gibi bir şeylerden mi korkuyorsun ?
- Kıvılcım : Nasıl ?
- Kenan Doktor : Bazı korkular bedende gösteri yapar . Mide ağrısı , kusma isteği , buz kesilme bu sadece korktuğumuzda değil endişe duyduğumuz zamanda .
- Kıvılcım : Bir kaç gündür içimde ağırlık yapan bir his var ve bedenimde oturmuş durumda . Her zaman değil sadece onu gördüğüm zaman .
- Kenan Doktor : Psikiyatride somatizasyon adında bir kavram . Anlamı, ruhsal hastalıkların bedensel hastalıklar gibi tepki vermesidir. Ruhsal gerginliğin ağrıya yol açıyor , hiç bir rahatsızlığın olmadan da ağrı hissetme . Stresten uzak durmalısın , bunun sonucunda hayatın eziyete döner .
İyi görünmüyorsun , bu sana zarar veriyor . Bak tamam kötü şeyler yaşamış olabiliriz ama ilk zamanlar çok iyi anlaşırdık . Bırakta sana müdahale edeyim .
- Kıvılcım : Nasıl geçicek ?
- Kenan Doktor : Uzak durarak . Bak bugün bir karar ver ve hiç bir şekilde onunla görüşme adını bile geçirme .
- Kıvılcım : Zaten beni görmek isteyeceğini düşünmüyorum .
- Kenan Doktor : Tamamdır . İşte bu .
Birlikte hastaneye girerler . Kıvılcım yeni hastası için Zeynep Hemşirenin yanına gider .
- Zeynep Hemşire : Daha iyi görünüyorsun . İstersen izin alabilirsin .
- Kıvılcım : Hayır , çalışmak bana daha iyi geliyor .
- Zeynep Hemşire : O zaman yeni dosyanızı veriyorum . İncelersiniz .
- Dilara : Kahve içer misin ? Sana acı bir kahve söyledim . Zihnin açılır .
- Kıvılcım : Hastaların hikayesini okudun mu ?
- Dilara : Evet , Beyza 25 yaşında düşünceleri rahatsızlık derecesine kadar gelmiş , sürekli korkularla savaşıyormuş mesela yanından geçen bir arabanın ona çarpma hızını çarparsa kaç saniyede öleceğini ölürse kimlerin üzüleceğini . Bu tarz düşüncelerle kafasını doldurmuş . En sonunda rahatsız olan arkadaşı Rumeysa onu buraya getirmiş . Çok iyi dostlarmış ikiside zıt karakterler Rumeysa'yı görmen lazım o kadar neşeli bir kız ki .
- Kıvılcım : Bir bakalım mı onlara ?
- Dilara : Evet odalarındadır , istersen onlarada birer kahve alalım ?
- Kıvılcım : Bir kaçamak yapalım diyorsun ?
- Dilara : Ne olucak kız kıza .
Dilara ile birlike kızların odasına doğru girerler .
- Dilara : Kızlar dışarıdan duyuluyor kahkaha sesleriniz . Biz de merak edip geldik .
- Kıvılcım : Ama ilk önce kontrol etmem gerekiyor biraz tansiyonun düşükmüş .
- Beyza : Rumeysa yüzünden beni o kadar güldürüyor ki tansiyonum düşüyor .
- Dilara : Böyle bir dostum olsa hiç rahatsızlanmazdım ben . Çok şanslı görünüyorsun .
- Kıvılcım : Evet biraz normale dönmüşsün .
- Beyza : Bana ne olucak yani Tansiyonumun düşmesi beni öldürür mü ?
- Dilara : Gülmeye başlar , pardon .
- Kıvılcım : Öldürür .
- Beyza : Nasıl yani ben ölebilirdim ? Bak gördünüz mü !
- Kıvılcım : Ölümden neden bu kadar korkuyorsun ?
Ortam bir anda sessizleşir . Rumeysa Kıvılcımın gözlerinin içine bakar .
- Beyza : Düşünmeden edemiyorum . Başka şeyler düşünmeye çalışıyorum sonra aklıma geliyor . Ya şimdi ölürsem ne olucak ? Ya 5 dakika sonra 2 dakika sonra .
- Kıvılcım : Overthinking .
- Beyza : O ne oluyor ?
- Kıvılcım : Aşırı düşünme bozukluğu kişiden kişiye göre değişiyor , zihinsel olarak aynı düşüncelerin tekrarlanması , endişe gelecekle ilgili sürekli kötü senaryolar yazmak onlara inanmak , gelecekteki olayları aşırı planlama detaylandırma. Belirli düşünce kalıpları, özellikle olumsuz düşünce döngüleri ve obsesyonlar, aşırı düşünme bozukluğunu tetikleyebilir.
- Beyza : Bir insan düşünmeden nasıl durabilir ki ?
- Kıvılcım : Duramaz ama sürekli kötü senaryolarla kafasını da meşgul etmemeli . İlaç tedavisi de var bir sürü şeyler . Ama ben en etkili yöntemin kendimiz olduğunu düşünüyorum . Bak düşündüm .
- Dilara : O kadar güzel anlatıyor ki benim bile hasta olasım geldi .
Kızlar gülmeye başlar .
- Beyza : Siz ikiniz iyi anlaşıyorsunuz sanırım aynı Rumeysa ve benim gibi . Rumeysa enerji dolu birisidir hiç ağladığını bile görmedim , onun olduğu ortamda kimsenin mutsuz olma ihtimali yok .
- Rumeysa : Ya bak şimdi ağlayacağım ama .
- Beyza : Hayır , iyi ki benimlesin .
- Kıvılcım : Grup terapilerimizde var gündüzleri onlara da katılabilirsin . Düşüncelerinde seni buna zorlayan ne varsa durdurmalısın . Ve artık Ölümü kabul etmelisin . Bazı insanlar hiç hatırlamaz mesela ama bazıları da hiç unutmaz , bununla yaşamayı öğrenmeliyiz .
-Beyza : Mesela o kadar çok emek veriyorum ve bir an öldüm diyelim bitti gitti .
- Kıvılcım : Şöylede düşünebilirsin evet öleceğiz ama ne yaptım ? Kendin için ne yaptın ? Yaşadın ama nasıl yaşadın ? Ölümü düşünmek kötü bir durum değil . Sor ya kendine sor ben yaşadım ama sonuna kadar gittim mi ? Daha çok asıldım mı ? Hayatımı yaşadım mı ? Sevdim mi ? Sevildim mi ? Geç bir ayna karşısına kendine bak , yüzünde ki yaşanmışlıklara bak . Ne yapacaksın ömür boyu böyle düşünecek misin Beyza ?  Hayatının ve zamanının çoğunu zaten bunları yaparak öldürmüş oluyorsun . Bırak kendini , hayatını yaşa . Ya her şey geçici , kafaya takıp kendini hasta etmek mi yoksa durumu kabullenip hayatına devam etmek mi ? Aslında etrafına bakarsan senden daha kötü durumda olanları da görürsün .
- Beyza : Yüzünü asar , o kadar güzel anlattınız ki . Ben mesela ne düşünebilirim ?
- Kıvılcım : Hiç bir şey . Düşünme anı yaşa . Bir şeyler düşüneceksen bu gelecekte yapmak istediğin veya şimdi yapacağın şeyler olsun . Bir hedefin yok mu ? Daha iyi bir gelecek planları ? Tamam onu da düşünme kendini mutlu edecek şeylerin hayalini kur . Mesela en mutlu olduğun hissettiğin an ile başla .
- Beyza : Ben ... buldum iyi bir doktor olmak istiyorum . Ama biraz geç kaldım ...
- Kıvılcım : Hayır geç kalmadın , bak yine olumsuz düşünüyorsun . Düşüncelerimiz çok önemli ben bunu istiyorum ama yok ya bu olmaz başıma bu gelir . Evet gelir . Çünkü sen bunu istiyorsun ve çağırıyorsun . Kötüyü olumsuzu çağırıyorsun . Olumsuzluk ekini hayatından çıkartıyorsun . Ben bunu düşünüyorum ve bu olacak ! Başaracağım . Çünkü ben bunu yapabilirim . Ben üstesinden gelebilirim .
- Beyza : Ben doktor olacağım !
-Kıvılcım : Evet böyle .
- Dilara : Rumeysa peki senin hayalin ?
- Rumeysa : Benim hayalim ... şey ben bütün hayallerimi gerçekleştirdim hayatımda hiç olumsuzluğa yer yok .
- Beyza : Artık birlikte yapacağız bunu ben de senin gibi etrafa neşe saçacağım .
- Dilara : O zaman kızlar bize müsade .
Odadan çıkarlar , hemen ardından gülme sesleri devam eder . Gördün mü ya hayatında seni böyle neşelendiren insanlar olunca demek ki daha kolay atlatabiliyorsun .
- Kıvılcım : Hala anlamadın dimi ?
- Dilara : Neyi ?
- Kıvılcım : Boşver .
Birlikte resepsiyona doğru giderler bilgisayar başına oturlar hasta bilgilerini düzenlerler .
Hava iyice kararmıştı , Kıvılcım hava almak için terasa doğru çıkar . Düşünmemeye çalışsada aklına terasta ki o güzel yemek anısı gelir . Yüzünde hafif bir tebessüm oluşur . İlerlerken bir karartı görür ve ayaklarını sallandırmış şekilde oturan Rumeysa ile karşılaşır .
- Kıvılcım : Rumeysa ? Senin ne işin var burada .
Rumeysa donuk bir şekilde kıvılcıma bakar .
- Kıvılcım : Hayır , hayır . Yapma .
- Rumeysa : Anladınız beni dimi ?
- Kıvılcım : Odaya ilk girdiğim an .
- Rumeysa : Saklayamıyorum artık .
- Kıvılcım : Yanına gelip oturabilir miyim ? En azından bunu yapmama izin ver ?
- Rumeysa : Tabi .
- Kıvılcım : Bu kötü bir şey değil aşılmayacak bir durumda değil .
- Rumeysa : Artık gücüm kalmadı , sürekli gülmekten nefret ediyorum .
- Kıvılcım : Bazı insanlar acılarını hiç kimse ile paylaşamaz , paylaşmak göstermek istemez onun yerine acıya gülerek tepki verir . Kimseler neler yaşadığını bilmez , o kadar güzel oynar ki mutluluğu asla anlayamazsın . Etrafa çok fazla neşe saçıp üstünü örtmek çok daha kolay gelir .
- Rumeysa : Tam 5 kere intihar ettim . Ama bunu kimseler bilmedi . En yakın arkadaşım bile bilmiyor . Duygularımı içimde yaşamayı tercih ediyorum . Ağlamaya başlar herkesler beni mutlu zannederken içimde oluşan derin yaralardan habersizler . Sadece yalnız kalınca ağlayabiliyorum , birilerine bahsetsem beni asla anlamayacaklarını düşünüyorum . Bunun yerine mutlu gözükmek çok daha basit , mutlu olmak çok zor ama mutlu gözükmek çok kolay .
Ben ölsem , çok mutluydu çok neşe doluydu hiç bir derdi yoktu diye söylenip dururlar . Oysa zihnimin içi zifiri karanlık , küçücük bir umut ışığının sızmasına imkan yok . 
- Kıvılcım : İzin ver sana yardım edeyim .
- Rumeysa : Ben kendimi böyle kabul ettim . Bu maske benimle bütünleşti , duygularımı gizlemeyi öğrendim . Zihnimin karanlığı deniz kadar derin , o sahte neşem ise gökyüzü kadar geniş .
- Kıvılcım : Hayat her zaman dümdüz ilerlemiyor , bazı yollar karmaşık olabiliyor . En doğru fırsatlar bazen yanlış zamanda olur ve yanımızdan öylece geçer gider . Cevabını ne kadar istesek de anlayamadığımız anlar olur . Olmasını dilediğimiz bazı şeyler asla gerçekleşmez , hayat umutsuzlarla dolu olabilir ama bu umudun bittiği anlamına gelmez . Bunu değiştirmek bizlerin elinde , bu umut karmaşasında sen nereye döneceğini bil çok daha güzel anlar yaratabilirsin . Hayatta hala sevgi , aşk , ışık neşe ve umut  var . Bu karmaşanın içinde en doğru anı bulmak senin elinde tüm bu dağınıklığın içinde umudu bulup ona sarılmak .
- Rumeysa : Bulabileceğime inanıyor musunuz ?
- Kıvılcım : Benim inanmam değil , senin inanman önemli . Hadi Rumeysa elimden tut . Kendine bir şans daha ver . Bak ben her zaman senin yanında olmaya çalışacağım .
Rumeysa elini Kıvılcıma doğru uzatır ve birbirlerine sarılırlar . Birlikte Terastan inerler ve Rumeysayı Beyazanın yanına götürür .
- Kıvılcım : Ona bahsetmek istemeyebilirsin ama içinde bazı şeyleri tutmak yerine çok sevdiğin ve seni çok seven önemseyen arkadaşınla paylaşırsan birazda olsa içinin rahatladığını hissedeceksin . Bunu bir kere dene olur mu ? Belki onun da fikirleri değişir ve seninleyken olumsuz düşüncelerinin bir felakete götürdüğünü de anlamış olur .
- Rumeysa : Deneyeceğim , bu arada sizinle konuşmak bile beni birazda olsa rahatlattı . Sizinde hayatınız ve ışığınız güzelliklerle aydınlansın .
- Kıvılcım : Gülümser , hepimizin .
- Dilara : Nerelerdeydin ya , bak kahve falıma baktırıyorum neler diyor .
- Kıvılcım : Hiç bana göre değil ama dinlerim .
- Dilara : Benim aşk hayatım falan da yok tüh keşke senin adına kapatsaydım .
- Kıvılcım : Saçmalama .
Bir diğer yandan Tunç Ömer'in odasından fırlayarak çıkar .
-Tunç : Aç şu telefonu aç !
- Kenan Doktor : Ne oldu yine ?
- Tunç : Ömer ...
- Kenan Doktor : Bırak geçer bir şey olmaz .
- Tunç : Kalbi atmıyor ! Nefes almıyor !
- Kenan Doktor : Elindeki dosyaları yere düşürür . Ne demek ! Ne yaptın sen !
- Tunç : Öldürmek istemiyor muydun ! Oldu işte !
- Kenan Doktor : Aptal ! Aptal ! Ben yavaş yavaş dedim ne yaptın sen ! Çabuk birilerine haber ver ! Ben de geliyorum .
- Tunç : Artık çok geç ... Demet geldi , kontrol etti ... başını salladı hayır . Ölmüş ... ölmüş kenan . Ömer ölmüş .
- Kenan Doktor : Elinde ki telefonu yere fırlatır ve duvar dibine çöküp ağlamaya başlar.
Her şeyden habersiz Dilara ile Kıvılcım odalarında sohbet ediyorlardı. Odaya aniden Hasta bakıcı Ahmet girer .
- Dilara : Gel ahmet abi , sanada fal bakalım .
- Kıvılcım : Deli bu kız ya .
- Dilara : Ahmet abi sen iyi misin ?
- Ahmet : Ahmet kelimeleri toparlamakta zorluk çekiyordur . Güçlükle ağzından Öldü ... Kelimesi duyulur .
- Kıvılcım : Kim öldü ?
- Dilara : Ahmet abi ! Korkutuyorsun bizi !
- Ahmet : Kıvılcıma bakar ve Ömer Der .
O an Kıvılcım olduğu yerde dona kalır elini kalbine doğru götürür olduğu yere düşer .
- Kıvılcım : Hayır hayır hayır ! Ölmedi o Ömer değil ölmedi  derken bağırışıyla bütün hastane inler . Haykırışlarıyla koşar odanın önüne doğru ilerler .
- Tunç : Dur Kıvılcım ! Hayır ! Dur ! Giremezsin !
- Kıvılcım : Bırak ! Çekil önümden ! Bırak beni !
- Tunç : Bunu yapamazsın ! Bana bak ! Gözlerime bak ! Kendine gel !
- Demet : Götür onu buradan çabuk !
- Kıvılcım : Nedennn ! Neden bırakmıyorsunuz göreyim ! Çok mu kötü ! Ya bir şeyler desenize nefes alamıyorum .
- BÖLÜM SONU -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now