Gerçeği kabullenmek

136 12 0
                                    

Annem üzerime atlayıp hayatımı kurtarmıştı , ikimizde yere savrulmuştuk , bana çok sinirlenmişti .
- Sönmez : Neden ? Neden yaptın bunu kıvılcım ? Kendine gel artık ! Kendine gel !
Gözlerimi kapatıp açtığım an kendimi bembeyaz bir odanın içinde buldum , kolumda hafif bir sızı serum bağlanmış . Ayağa kalktım kolumdan söküp attım , kapıyı açtım koridorda ilerlemeye başladım yanımdan tuhaf konuşan hastalar geçiyordu .
- Hemşire : Kıvılcım hanım , kolunuz kanıyor . Kanamayı durdurmalıyız . Serumunuzu tekrar takalım sorun yok.
Diyerek beni kendi odama doğru götürdü .
- Doktor : Nasıl hissediyorsun ?
- Kıvılcım : Kapalı psikiyatri servisinde miyim?
- Doktor : Evet .
- Kıvılcım : Bir karışıklık olmuş olmalı burada ne işim var ?
- Doktor : Annenizin izniyle istemsiz yatış verdik.
- Kıvılcım : İstemsiz yatış ... yani kendi isteğimle buradan ayrılamam .
Nerede olduğumu artık biliyordum , çok tuhaf hissettiriyordu .
- Hemşire : Bazı testler yapmamız gerekiyor , beyninizin tepkisini gözlemlememiz için , sizi görsel olarak uyaracak bir EGG testiyle başlayacağız . Ardından MR ile beyninizdeki organik değişikliklere bakacağız . Psikolojik teste de  gireceksiniz .
Tek isteğim buradan bir an önce çıkmaktı. Nasıl yapacağımı ... herkesten iyi biliyorum.
- Doktor : Aileniz nasıldı ?
- Kıvılcım : Babam ben küçükken vefat etti .
Hızlı cevap vererek .
Annem beni tek başına büyüttü . Çok çalışması gerekiyordu . Başka bir şansı yoktu . Evi geçindirmek yeterince zordu .
Annem ne zaman gelicek ?
- Doktor : Yarın ziyaret edecek .
- Kıvılcım : Gerçekten mi ?
- Doktor : Gerçekten .
Odama doğru ilerledim yanımda bir hemşire .
- Hemşire : Endişelenmenize gerek yok diyerek yemek tepsisini önüme bıraktı .
- Kıvılcım : Yemek istemiyorum .
- Hemşire : Yemeniz gerekiyor , ilaç içeceksiniz .
Ben de hastalarıma böyle söylerdim .
- Hemşire : O zaman ilaçlarla başlayalım .
Bunların hepsi çok garip geliyordu .
- Hemşire : İlaçları içtiğinizi görmem gerek.
Biliyorum bu hemşirenin görevi
- Hemşire : İçtiniz mi bakalım . Baktıktan sonra odamdan çıktı . Gittiği gibi klozete koştum . İlaçları almak akıl hastalığım olduğunu kabul etmek anlamına gelir .
Tek kişilik odadan dört kişilik bir odaya çıktım . Odaya girdiğim gibi beni karşılayan hastalar . Huzursuz görünüyor tepkileri çok abartılı . Tipik mani belirtilerine benziyor .
- Hasta : Buraya niye geldin ? Ne hastalığın var ? Tahmin edeyim mi ?
Kesinlikle mani . Muhattap olmayayım
- Hasta : Yatağıma kadar gelip , depresyon dimi ? Bileğini mi kestin ? Sevgilin mi aldattı ? Hangi antidepresanı kullanıyorsunuz ?
Susmuyordu ama ben asla cevap vermiyordum . Akşam olduğunda yatağımın baş ucunda damlayan musluk . Doğruldum ve kendimi sorguladım . Burada daha ne kadar kalacağım ?
Kıvılcım bunları yaşarken bir diğer tıp merkezinde yaşanan olaylar devam ediyordu.
Kıvılcımın izinde olduğunu düşünüyordu herkes bu yüzden Dilara ve Tuğçeye daha çok iş düşüyordu .
Dilara ve Hasta bakıcı Ahmet hastaları akşam kontrole çıkmıştır ve bir hastanın odasına bakarken . Ayakta dikildiklerini görürler .
- Dilara : Ay , ödüm koptu .
- Ahmet : Ne oldu ?
- Dilara : Baksana hasta hala ayakta .
Sabaha karşı aynı odada kalan bir diğer hasta bağır çağır dolanır .
- Hasta : Ben artık o kadınla aynı odada kalmak istemiyorum ! Hiç uyumuyor , bütün gece sokak lambası gibi dikiliyor . Of ona bakmaya bile korkuyorum .
- Tuğçe : Bayan nergis hanım başkasına zarar verecek birisi değil . Merak etmeyin
- Hasta : Leş gibi kokuyor , saçını yıkadığına bile emin değilim . Geldiğinden beri o şapka kafasında . Beni başka bir odaya alın !
- Zeynep Hemşire : maalesef bu mümkün değil . Hastane kuralları böyle .
- Asistan volkan : Neler oluyor ?
- Zeynep Hemşire : Şizofreni hastası nergis hanım var ya ?
- Asistan volkan : Evet . Ne olmuş ?
- Zeynep Hemşire : Buraya ilk gelişi değil . Öncesinde durumu bu kadar kötü değildi .
- Asistan volkan : İlaçlarının büyüklüğü yüzünden yutmakta zorlanıyormuş . Çantasında bir avuç hap bulundu .
- Zeynep Hemşire : Ondan kötüleşti demek .
- Tuğçe : Eminim ailesi içinde çok zordur . Çalışan biri için şizofreni hastasının ilaçlarını ayarlamak hiç kolay değil .
- Asistan volkan : Birinin onu gözetlemesi gerekiyor . Ama hasta aileleri için işin en zor kısmı bu . Kronik bir hastalığa dönüşürse idare etmesi çok daha zorlaşır .
O sırada Sönmez Kıvılcımı ziyarete gitmiştir .
- Sönmez : En sevdiğinden yaptım . Bunları hemşireye bırakacağım istediğin zaman ondan iste .
- Kıvılcım : Anne . Beni neden buraya yatırdın ?
- Sönmez : Ne ?
- Kıvılcım : Burada bana da herkes gibi hasta muamelesi yapıyorlar . Yemek yiyip yemediğime , hapımı alıp almadığıma bakıyorlar . Ağlamaya başlar , niye bunları yaşıyorum ki ? O kadar hasta bile değilim .
- Sönmez : Kıvılcım , sen hastasın . Senin ölüp gideceğinden ...Korkuyorum .
- Kıvılcım : Ölmek mi ? Ölmeyeceğim tamam mı ? İştahım ve enerjim yoktu , bir süre yataktan çıkamadım o yüzden biraz depresyona girdim .
- Sönmez : Evet , hazır buradayken o sorularına çare bulurlar .
- Kıvılcım : Hastane ne olucak ? Hastalık iznim bitmek üzere .
- Sönmez : Başhemşireyi arayıp hastalık iznini uzattım . Endişelenmemeni ve tedavilere odaklanmanı söyledi .
- Kıvılcım : Ne ? Anne ... anne ona .. akıl hastanesine yatırıldığımı mı söyledin ? Niye yaptın bunu ? Yakında çıkacağım ! Anne aşırı tepki verdiğinin farkında mısın ?
- Sönmez : Kıvılcım , bu benim için de kolay değil .
- Kıvılcım : Anne evde iyileşebilirim . Lütfen .
- Sönmez : Sık dişini , dediklerimi yap . Tamam mı ?
- Kıvılcım : Lütfen ... beni buradan çıkar lütfen ! Anne lütfen ... diyerek ağlasam da annem kararlıydı . Arkasına bakmadan yiyecekleri hemşireye verip gitti .
O sırada diğer tıp merkezinde ömer odasından çıkıp hastanede dolanmaya başlamıştı . Etrafında bir şeylerin eksik olduğunu hissetmişti . Hasta bakıcı ahmeti gördü .
- Ömer : Bir şey sorabilir miyim ?
- Ahmet : Tabi Ömer .
- Ömer : Kıvılcım Hemşireyi göremedim , acaba kendisi nerelerde ?
- Ahmet : Kendisi izne ayrıldı .
- Ömer : İzne mi ayrıldı ? Neden ?
- Ahmet : Bilmiyorum , dinlenicek sanırım .
Bu arada sen asla bir hemşireyi sormazdın ? Onu çok sevmiş olmalısın .
- Ömer : Hayır , kontrollerim aksadığı için mecbur kaldım ondan . Diyerek koridorda yürürken bir çocuğun ağlama sesini duydu yanına yanaştı .
- Ömer : Neden ağlıyorsun ?
- Çocuk : Ben büyümek istemiyorum .
- Ömer : Hemen gözleri dolmuştu , neden ? Büyümek istemiyorsun ?
- Çocuk : Büyümek onları daha kötü yapıyor .
- Ömer : Kimi daha kötü yapıyor ?
- Çocuk : Büyükleri . Ben de büyüyüp öyle olmak istemiyorum . Ben hep çocuk kalmak istiyorum .
- Ömer : Çocuğun yanına çömelir . Ağlama , sakın ağlama . Sen büyüdüğün zaman onlar kadar kötü olmayacaksın , sen o yolu seçmeyeceksin . Sen onlar gibi olmayacaksın , iyi ve kötü bu senin tercihin olacak .
- Çocuk : Ya ben de kötüyü seçersem .
- Ömer : Kafasını eğerek ağlamaya başlar , çocuğa karşı kendini tutmak için çabalar . Sen neden buradasın ?
- Çocuk : O adam , benim kalbimi kırdı .
- Ömer : Hangi adam bana göster !
- Çocuk : Gel göstereyim , diyerek onun elinden tuttu ve ayna karşısına geçti . İşte o adam .
Ömer aynada kendisini görüyordu yanına baktığında hepsinin bir hayal olduğunu görmüştü . Aynaya belki de ilk defa bakıyordu . Aynaya yumruğunu atıp paramparça etti . Duvara yaslanıp ağlamaya başladı . Sus çocuk ! SUSS ! SUS ! Ben kötü değilim ! Sus çocuk ! Diyerek kafasına vuruyordu .
Hasta bakıcı ahmet koşarak ömerin yanına geldi parmaklarına pansuman yaptı ve odasına götürdü .
- Ahmet : Ömer , daha iyi misin ?
- Ömer : Boşluğa bakıyordu . Kafamda ki sesleri nasıl susturabilirim ? Bana bunları unutturucak bir ilaç bulur musun ?
- Ahmet : İlaçlar unutturabilseydi kim bir şey hatırlamak isterdi ?
- Ömer : Ağlamaya başlar , ben bu büyüyemeyen çocuğu nasıl susturucam .
- Ahmet : O çocuk sensin Ömer . Sen büyümek istemiyorsun .
- Ömer : Ben , hiç büyümek istemedim . Hayal ettiğim bu değildi , böyle yaşamak hayal ettiğim bu değildi . İçimde artık sevgi denen bir şey yok , seviyor muyum ? sevmiyor muyum ?
İnsanlar gerçekten beni önemsiyor mu ? İşim ,hayalini kurduğum yuva nerede ? Hani neredeler ! Şuraya bak ellerime bak , gözümün önünden gitmiyor .
- Ahmet : Senin içinde bir yerde hala umuda tutunmak isteyen biri olduğunu görebiliyorum . O eli tut Ömer sana iyi gelicek o eli tut .
Ömerin omuzuna dokunarak odadan çıkar .
Bir diğer yandan kıvılcım hastanede kendini sorgular .
Sıkıldım , burada hiç bir şey olmuyor burada yapabildiğim tek şey düşünmek .
Hemşirelerin yanına giderek .
- Kıvılcım : Doktorla konuşmam gerekiyor .
Biraz zaman sonra .
- Doktor : Beni görmek istemişsiniz . Söylemek istediğiniz bir şey mi var ?
- Kıvılcım : Size söylemediğim bir şey var .
- Doktor : Nedir ?
- Kıvılcım : Hem hemşireyim . Tıp merkezinde psikiyatri hemşiresiyim . Semptomlarımı ve tedavisini herkesten iyi biliyorum . Taburcu olmam için annemle tekrar konuşmanızı rica ediyorum .
- Doktor : Hemşire olduğunuzu biliyorum . Bu herkesin başına gelebilir ama tıp alanında çalışan insanlar kendilerini gözlemleme konusunda çok daha zorlanıyorlar .
Hemşire olduğumu bilmelerine rağmen hasta muamelesi yapmışlar . Onlara göre diğer hastalardan bir farkım yok . Aktivite odasındaydım karşımda ki hasta resim çiziyordu .
- Hasta : Sen neden çizmiyorsun ? İstediklerini yaparsan taburcu olursun ama olacağını zannetmiyorum . Yemiyorsun , içmiyorsun yataktan çıkmıyorsun . Hiç çıkamayabilirsin .
Bunları söylemesi delirmeme sebep olmuştu orada ki her şeyi darmadağın ettim kolumdan tutup yine tecrit odasına koydular . Tek başımaydım .  Bir kaç gün o odada kaldım ve artık dayanamayıp yere çöküp ağladım .
- Doktor : Terapi sırasında öfkelenmişsiniz .
- Kıvılcım : Bir hata yaptım .
- Doktor : Buna sebep olan şey neydi ?
- Kıvılcım : Her şeye sinirleniyorum . İnsanların benimle konuşmasına katlanamıyorum .
- Doktor : Bu hislere sebep olan şey ne ?
- Kıvılcım : Burada ki diğer hastalara benzemiyorum .
- Doktor : Neden öyle düşünüyorsunuz ?
- Kıvılcım : Psikiyatri hemşiresiyim . Biraz depresif olsam da , burada kalmamı gerektirecek kadar kötü değil .
- Doktor : Ama dış dünyadan biraz uzaklaşmak size iyi gelebilir . Gördüğüm kadarıyla pek iyi görünmüyorsunuz çaresiz görünüyorsunuz .
- Kıvılcım : Bir noktada öyle hissettiğimi kabul ediyorum ama herkes benim hakkımda yanlış düşünüyor .
- Doktor : Öyle mi düşünüyorsunuz ?
- Kıvılcım : Evet , o kadar ciddi değil ama herkes bu olayı çok büyüttü .
- Doktor : Sizce ne düşünüyorlar ?
- Kıvılcım : Sonunda ölebileceğimi düşünüyorlar .
- Doktor : Böyle düşündüklerini nereden çıkardınız ?
- Kıvılcım : Çünkü buraya geldiğim gün  bir kaza geçirdim .
- Doktor : Olanları hatırlıyor musunuz ?
- Kıvılcım : Tabii ki . O gün yaya geçidinde ... gelen arabadan kaçamadım . Belli ki bu annemi çok korkutmuş ama bir anlık olaydı. İntihar etmek gibi bir düşüncem yoktu .
- Doktor : Demek yaşananları böyle görüyorsunuz . Bu duyduklarımdan biraz farklı .
- Kıvılcım : Ne demek istiyorsunuz ?
- Doktor : Anneniz o günle ilgili bambaşka şeyler anlattı .
- Kıvılcım : Annemin olayı abarttığına eminim .
- Doktor : Sanırım her şeyi hatırlamıyorsunuz .
Tekrar hatırlamaya çalışın . Buraya nasıl geldiğinizi hatırlamaya çalışın .
- Kıvılcım : Ne demek istiyorsunuz ben sadece .. derken olayları tekrar gözümün önüne getirdim ve annemin üzerime atlayıp beni durdurması halinde tekrar ayağa kalktığım peşimden gelmeye çalışırken annemin ayağını burkması ve bana bir motorun çarpması o halde bile tekrar ayağa kalkıp arabaların üzerine doğru yürüdüğüm ve beni bu kez Kenan doktorun kurtardığı .
- Doktor : Ambulansla acil servisimize geldiniz . Hemen sakinleştirici verildi , annenizin izniyle istemsiz yatış verildi . Şimdi hatırlıyor musunuz ?
O an gözlerimden yaşlar süzüldü
- Doktor : psikiyatri hemşiresisiniz , intihar teşebbüsü ve intihar düşüncesinin ciddi semptomlar olduğunu bilirsiniz . Şimdi nasıl hissediyorsunuz ?
- Kıvılcım : Bilmiyorum , kafam çok karışık.
- Doktor : Depresyonla mücadele eden hastalarda intihar düşünceleri yoğunlaştığında olayları yanlış hatırlarlar ya da hiç hatırlamazlar . Her şeyi hatırlamanız iyiye işaret . İyileşme yolunda bir adım attığınızı söyleyebiliriz .
Galiba benim sorunum kabullenmemekti . İntihar girişiminde bulunan bir depresyon hastasıyım . Bu yüzden bu akıl hastanesindeyim .  Şu zamana kadar karşılaştığım tüm hastalar gibi , hastayım . Onlardan farklı olduğumu sanıyordum , aynı kıyafetleri giyip , aynı odada uyumamıza ve aynı yerde yemek yememize rağmen . Ben burada hasta olmayan tek kişi olduğuma inanıyordum . Dışarıda önemli biri olmanın hiçbir anlamı yok .
Annem ziyaretime gelmişti yine yanında hazırladığı yemekler vardı .
- Sönmez : Sonunda bir şeyler yedin .
- Kıvılcım : Anne ben ..
- Sönmez : Ne oldu bir şey mi lazım ?
- Kıvılcım : Özür dilerim . İntihar etmeye çalıştım üzgünüm . O kadar acı çektiğimi bilmiyordum .
- Sönmez : Bana söz ver , yaşamaya devam edeceksin .
- Kıvılcım : İyileşeceğim .
Annem ile birlikte Fatmada gelmişti her şeye rağmen onca sözüme rağmen beni hiç bir zaman bırakmıyordu . Onu görünce sarıldım .
- Kıvılcım : Sana minnettarım , söylediğim o tüm sözler ...
- Fatma : Kıvılcım , asıl ben özür dilerim yapmamam gereken şeyleri yaptım , seni anlamak yerine daha da öfkelendirdim . İyi bir şeyler yaptım zannederken daha da kötüleşmene sebep oldum .
- Kıvılcım : Senin gibi bir dosta sahip olduğum için çok şanslıyım .
- Fatma : İyileşeceksin ve yeniden o hastanede kaldığın yerden devam edeceksin . Sana inanıyorum der ve birbirlerine sarılırlar .
- Bölüm Sonu -


Mucize Yaşam Où les histoires vivent. Découvrez maintenant