Kaybeden hesabı öder

193 15 9
                                    

Yukarıya doğru koşar adımlarla çıkmıştım . Odasından en son ayrıldığımda çok iyi görünüyordu nasıl olurda kendini kaybeder . Odasına doğru ilerlediğimde odası bomboştu o sıra yanıma Dilara geldi . Beni arıyormuş her yerde .
- Dilara : Sonunda seni bulabildim .
- Kıvılcım : Neler oluyor ?
- Dilara : Derin nefes alır , ne olduğunu ben de anlamadım her zaman ki ilaçlarını almıştı . Tunç odasından yardım isteyerek çıktı ben koştum . Gözleri hiç iyi bakmıyordu , ayağa kalkmıştı kafasını duvarlara vurmaya başladı . Ellerini bağlamak zorunda kaldık ve kendine daha fazla zarar vermemesi için onu daha güvenli bir odaya aldık . Sana haber vermek istedim ama ulaşamadım .
- Kıvılcım : Şu dediklerin ...yani ben daha yeni uğradım bugün yanına , çok iyi görünüyordu ne oldu birden bire ? Onu görebilir miyim ?
- Dilara : Sakinleştirici verildi şu an uyuyor olmalı . Ama için rahat etmeyecek istersen birlikte gidelim .
- Kıvılcım : Görmek istiyorum kendi gözlerimle .
Birlikte bulunduğu odaya doğru ilerledik kapıdan içeriye girdiğimde söylenildiği gibi elleri bağlı bir şekilde uyuyordu . Yanına biraz daha yaklaştığımda gözünden yeni akan yaşı gördüm . Kendine geldiği an neler olduğunu soracaktım içim hiç rahat değildi .
Bir diğer yandan yemekhanede
- Kenan Doktor : İlk günden bunu başarmış olman büyük bir başarı .
- Tunç : Tek bir ilaç değişikliği yetti .
- Kenan Doktor : Dikkatli olmalısın bunu sürekli yaparsan çok hızlı bir şekilde akıl sağlığını yitirir ve bu çok fazla dikkat çeker .
- Tunç : Ne yapacağım .
- Kenan Doktor : Yavaş , yavaş delirteceğiz onu . Öyle bir kişiliğe bürünücek ki herkesler ondan nefret edecek özellikle Kıvılcım.
- Tunç : Belli ki Kıvılcım çok değer veriyor neden böyle bir şey yapıyoruz , onu sevmeyi bıraktığı zaman seni sevecek mi ?
- Kenan Doktor : Herkes sığınacak bir liman arar o liman ben olacağım .
- Tunç : Ya o limana hiç gelmezse .
- Kenan Doktor : Ne demek istiyorsun ? Sen kimden yanasın ?
- Tunç : Tabi ki seninleyim ama ihtimallerde var .
- Kenan Doktor : O ihtimaller olmasın diye buradasın unutma .
- Tunç : Tamam , anlaşıldı .
Kapı ardına çıkan Kıvılcım yere doğru oturur .
- Dilara : Elini omuzuna koyar , canını sıkma hatırlamıyor musun buraya ilk geldiğin zamanlarda böyleydi . Ona tekrar ışık olabilirsin . Seninle yeniden hayata tutundu , güçlü savaşçılarısın unutma .
- Kıvılcım : Çok yakında onu taburcu edecektik . İyileşmişti anlayamıyorum .
- Dilara : Ara sıra böyle durumlar olabiliyor . Uyandığı zaman ne olduğunu anlarız .
- Zeynep Hemşire : Kızlar , buradasınız tahmin ettiğim gibi . Özlem hanıma kan testi yapılacak .
- Dilara : Ben hallederim .
- Kıvılcım : Hayır , benim hastamdı merak etme ben iyiyim .
- Dilara : O zaman ben Ömer'in uyandığı ilk an sana haber veririm .
- Kıvılcım : Teşekkür ederim . İyi ki varsın .
Aşağıya doğru indim hastanın yanına doğru ilerledim içeride Demet hanımda vardı .
- Kıvılcım : Merhabalar , nasılsınız Özlem hanım ?
- Demet : Bugün pek iyi hissetmiyormuş ağrılarının olduğunu söylüyor .
- Kıvılcım : Kan aldıktan sonra bir ağrı kesici yapalım .
- Hasta : Ağrının nerede olduğunu sormadınız ?
- Demet : Nereniz ağrıyor ?
- Hasta : Bu sizin tahmin edebileceğiniz bir yer değil .
- Kıvılcım : Nasıl ?
- Hasta : Neresi olduğunu ben de bilmiyorum .
Bedenimde sürekli bir acı var , kafamın içinde midemde . Hatta dişlerim,  ayak parmaklarım her yerim .
- Demet : Kıvılcım benim toplantıya girmem gerekiyor sen devam edersin .
- Kıvılcım : Biz ağrı kesicinizi yapalım bu size iyi gelecektir .
- Hasta : Çocuğunuz var mı ?
- Kıvılcım : Evet , iki kızım var .
- Hasta : Ne güzel ...
- Kıvılcım : Neden sordunuz ?
- Hasta : Siz de yorgun görünüyorsunuz , iyi misiniz ?
- Kıvılcım : İyiyim , evet biraz yorucu olabiliyor ama ben buna alışığım .
- Hasta : İşte ben buna alışamıyorum . Bana canavar anneymişim gibi bakıyor olabilirsiniz . Hatta bazen hemşireler konuşurken duyuyorum . Ne biçim anne ! Çocuklarını görmek istemiyor . Kocası perişan kadın umursamaz .
- Kıvılcım : Başkaları ne düşünüyor bilmiyorum . Buraya gelen insanların da ne yaşadıklarını bilmeden yargılamam . Buraya o kadar kolay gelinmiyor . Hatta yarın ne olacağımız belli olmayabiliyor 5 saniye sonramız da öyle . Geleceği bilmeden bir başkasının anını yadırgamak sağlıklı bir düşünce değil .
- Hasta : Okumaya aşık biriydim okula koşarak giderdim sınıftaki arkadaşlarımı çok severdim . Onlarda beni sevsin diye annemin bana verdiği harçlıklarla onlara bir şeyler alırdım o zaman benimle oturup sohbet ederlerdi . Beni dinlerdiler oyunlar oynardık . Eve aç döndüğüm çok oluyordu ama bunu anneme hiç bir zaman belli etmezdim . Annem bana bakabilmek için merdiven silerdi . Okumamda en büyük destek annemden gelirdi . Baba kelimesine çok uzaktım . Ondan bahsetmek bile istemiyorum . Babasız büyüyen kızlardandım . Okul hayatım böyleydi arkadaşlarımdan ayrılacağım için çok üzülmüştüm 2 gün boyunca ağlayıp durmuştum . Okulda veda partimiz vardı herkesler yeni kıyafetlerle gelmişti ben üniformamı giymiştim . Arkadaşlarımın yanına doğru geldiğimde onlara sarıldım ağlıyordum . Sarıldığım kişi beni itti . Ve bana dönüp senden kurtulduk enayi diyerek arkasını dönüp gitti . 
İşte o zaman hissettiğim acı ne ağrı kesici ile geçerdi ne de başka bir ilaçla . Yerden kalkıp bu sefer elime bir kaç içecek alıp gittim . Birileri beni sevsin diye onlara rüşvet veriyordum . İçecekleri aldılar ve beni yine aralarına aldılar . Yanlarına başka bir kız geldi , bakımlı saçlarında yeni tokalar takılıydı . Ama onun elinde ne içecek vardı ve bir yemek . Hemen aralarına almışlardı . Beni neden sevmediler ?
Kısa bir sürede Annem vefat etti . Yalnız kalmıştım köylülerden başka kimse yoktu cenazenin başında . O her gün beni çok sevsinler diye annemin bana verdiği harçlıklarla bir şeyler aldığım arkadaşlarımda yoktu . Annemde terk edilmişti ben de . O gün ben büyüdüm , ruhum bir anda 30 yaşına girmişti . Evlenmek zorunda kaldım , çocuklarım oldu onlar beni karşılıklıksız severler dedim . Evlendiğim adamda . Çocuklarıma öğrettiğim ilk şey sevgiydi . Sevgisiz büyümenin bedelini ruhumla ödemiştim . Onlarda böyle büyümesin dedim.
Neşemi kaybettim , çocukluğum , annem . Tutunamıyorum ben her şeyi yoluna sokamıyorum . Yoruldum diyemiyorum , tahammülüm kalmadı ufacık bir mızmızlanmaya sinirleniyorum . Ağladıkları zaman sinirleniyorum kendimi kaybediyorum . Kendimi durduramıyorum , sabrım yok uğraşacak gücümde yok . Kafamda sürekli sesler susmuyor . Delirdim .... kendimi kendi kendime konuşurken buluyorum. Bitti dedim . Ben sona geldim .
- Kıvılcım : Bazen yolun sonundaymış gibi düşünebiliriz . Kafamı her yastığa koyduğumda kaygılarım artıyor bugün geçti ya yarın ? Yarın ne yapacağım ya bir sonra ki gün ? Bazı düşünceler insanı sonsuz bir uçuruma itebiliyor , her bir adımda daha fazla yaklaşıyoruz . Ne kadar düşünürsek o kadar kayboluyoruz . Ben bunu yaşadım ama onlar yaşamasın . Ben bunu hissettim ama onlar hissetmesin . Ben kendimi çok güçlü görürdüm , bu bölümde beni zorlayan o kadar çok hasta oldu ki ama günün sonunda hepsi gülerek ayrılmıştı . Sadece tek bir kişi hariç .
O günden sonra içinde bulunduğum pişmanlık aklımı kaybetmeme sebep oldu. Güçlü görünmek zorunda değilsin . Ağlamak mı istiyorsun ağla . Bağırıp çağırmak mı istiyorsun bağır çağır ama içinde tutma . Bunlar biriktiği zaman kendimizi kaybedebiliyoruz . En ufak bir olayda öfke patlaması yaşayıp , karşımızdaki insandan hırsımızı çıkartabiliyoruz .
- Hasta : Ben artık ağlayamıyorum . Bağıramıyorum . Sadece öfkeleniyorum .
- Kıvılcım : Birlikte bahçeye çıkalım mı bir şey denemek istiyorum .
- Hasta : Olur , ne yapacağız ?
- Kıvılcım : Siz benimle gelin .
Birlikte bahçeye doğru ilerledik ne yapacağımızı çok merak ediyordu bahçenin sessiz ve uzak bir yerine doğru ilerledik .
- Kıvılcım : Evet şimdi anlatabilirsiniz .
- Hasta : Anlamadım ?
- Kıvılcım : Şimdi daha yüksek sesle bağırıp çağırıp ne söylemek istiyorsanız söyleyebilirsiniz .
- Hasta : Rahatsız etmez miyim ?
- Kıvılcım : Hayır . İçinizde ne kadar cümle kelime biriktirdiyseniz kusun .
- Hasta : Gülmeye başlar , yapabilicek miyim ? Derin bir nefes alır .
Bağırmaya başlar ilk cümlesi
- BENİ NEDEN SEVMEDİNİZ ! BEN DE SİZLER GİBİYDİM , BENİMDE BİR KALBİM VARDI ! NE OLURDU EN KÖTÜ GÜNÜMDE YANIMDA OLSAYDINIZ ! BEN YİNE SİZE BİR ŞEYLER ALIRDIM YETER Kİ SİZ YANIMDA OLSAYDINIZ . YALNIZ KALMAK İSTEMİYORUM . NEDEN BENİ YALNIZ BIRAKTINIZ ! BENİ BİR GÜNDE OLGUNLAŞTIRDINIZ . BİR GÜNDE KOCAMAN BİR İNSANA DÖNÜŞTÜM BEN ! ONLAR ANNEMİN BANA VERDİĞİ HARÇLIKLARDI BEN İSE SİZİNLE PAYLAŞTIM . NEDEN ... NEDEN SEVMEDİNİZ . Benimde sevilmeye ihtiyacım vardı . Sizin yüzünüzden sevmekten sevilmekten nefret ettim . Diyerek ağlamaya başlar . Eğilip ona sarıldım , birileri sizinle derdini paylaşıyorsa ve ona verecek bir tavsiyeniz yoksa sadece dinlemek yeterli .
- Hasta : İçeriye girebilir miyiz ? Ben uyumak istiyorum .
Odasına doğru çıktık onunla dertleşmek birazda olsa onu rahatlatmış gibiydi . İnsanlar onu sevsin diye o kadar çok hırpalanmış ki ,bir yerden sonra bu hırpalanma yerini öfkeye bırakmış . Hepimiz belli bir zaman her şeyi biriktirir sonrasında bunu en olmadık yerde kusarız . Hiç kimse durduk yere patlamaz içinde bir yerlerde birikmişlik taşır bu zamanla taşar ve artık kendine hakimiyet kurmakta zorlanır .
- Kenan Doktor : Kıvılcım ? Hey kıvılcım ? Beni duymuyor musun ?
- Kıvılcım : Dalmışım .
- Kenan Doktor : Belli oluyor . Az önce Tunç'u gördüm Ömer uyanmış odasına alınmış tekrardan .
- Kıvılcım : Gerçekten mi ?
- Kenan Doktor : Evet . İyi görünüyor dedi ama sen bir bak istersen .
- Kıvılcım : Dilara bana haber vericekti ama unuttu sanırım . Bu haberi sizden alacağımı düşünmezdim .
- Kenan Doktor : O kadar cani değilim . Hadi durma .
Ne olduğunu anlamadım ama içimde tuhaf bir his vardı . İyi mi kötü mü çözemiyordum .
Ömerin odasına doğru ilerledim ve içeriye doğru girdim . Koşarak sarıldım .
- Kıvılcım : Ömer iyi misin ? Çok korkuttun beni .
- Ömer : İyiyim , ne olduğunu pek hatırlamıyorum . Şu an bile... bir dakika kıvılcım diyerek kendini düzeltir . Kıvılcım kendini geri çeker .
- Kıvılcım : İyi olduğuna emin misin ?
- Ömer : Neden ? Oradan bakınca farklı mı görünüyorum ?
- Kıvılcım : Biraz fazla asabi değil misin ?
- Ömer : Kıvılcım , yeni uyandım ve başım ağrıyor . Kollarımı kaldıramıyorum dayak yemiş gibiyim .
- Kıvılcım : Peki , senin için yapmamı istediğin bir şey varsa .
- Ömer : Sadece biraz dinlenmek istiyorum .
- Kıvılcım : Ben seni yalnız bırakayım o zaman .
Kapıyı kapatıp odadan çıkar .
- Dilara : Heh gelmişsin . Ne oldu yüzün düşmüş . Bir şey mi oldu ?
- Kıvılcım : Yok , sadece yorgun görünüyordu o yüzden sanırım .
- Dilara : Tersledi mi ?
- Kıvılcım : Biraz dinlenince geçer . Ben biraz fazla sıktım ondan sanırım .
- Dilara : Sıkma canını , akşam üzeri tekrar uğrarsın yanına .
- Tunç : Kızlar hastamı görebilir miyim ? Müsadenizle .
- Kıvılcım : Tunç .
- Tunç : Efendim
- Kıvılcım : Neyse yok bir şey .
Dilara ile birlikte kahve alıp odamıza geçtik akşam üzeri hastalar aktivite odasında dolanıyordu . Birlikte bir türlü öğrenemediğim tenis maçı yapıyorduk . Ömer ağır adımlarla yanımıza doğru geldi . Gözlerini benden kaçırıyordu . Tenis masasında karşıma geçti .
- Ömer : Hadi bakalım başla .
- Durun ! Kazanan bir şeyler yapsın .
- Kıvılcım : Kaybedeceğimi biliyorsunuz dimi ?
- Hastalar gülmeye başlar .
- Ömer : Tamam kaybeden bir gün boyunca bizim istediğimiz her şeyi yapacak .
- Herkes alkışlamaya başlar .
- Kıvılcım : Ama şimdi bu haksızlık . Ya ben kazanırsam ?
- Ömer : Sen kazanırsan , düşünelim bir .
- Gülmeye başlarlar .
Alana müdire ve zeynep hemşirede gelir .
- Demet : Duyduğuma göre iddia varmış .
- Ömer : Kıvılcım iddialı .
- Kıvılcım : Ama bu rakibe yapılan bir mobbingtir.
- Ömer : Gördünüz mü mızıkçılık yapmaya başladı .
- Dilara : Kıvılcım ben sana güveniyorum.
- Kıvılcım : Ya ben kazanırsam dedim ?
- Ömer : O zaman sana küçük bir sürprizim olacak .
- Islıklar çalmaya başlar.
- Demet : Bak bu alan daha heyecanlı olmaya başladı .
- Zeynep Hemşire : Oturup izleyelim bakalım .
Hasta bakıcı Ahmet eline bir mendil alır ve oyunu eğlenceli bir şekilde sunup başlatır .
Herkesler tezahürat yapmaya başlar çoğu ÖMER diye bağırırken bir diğer iş arkadaşları KIVILCIM diye seslenir . Odadan saçan neşe ve kahkahalar hastaneyi inletir . 
- Kenan Doktor : Bu sesler ne böyle ?
- Tunç : Aktivite odasında tenis iddiası varmış .
- Kenan Doktor : Ne iddiası .
- Tunç : Ömer ve Kıvılcım arasında .
- Kenan Doktor : Bu adam hemen nasıl kendine geldi ?
- Tunç : Sen yavaş yavaş demiştin . Bugün kendi ilaçlarından verdim .
- Kenan Doktor : Vazgeçtim . Bu adamın neşeli hallerini görmek istemiyorum . Öfkeden delirmiş haline geri kavuşmalı . O ilaçları bu gece tekrar veriyorsun .
- Tunç : Peki , oyunları bittikten sonra yaparım .
- Kenan Doktor : Şunlara bak hastaneyi sirke çevirmişler .
-Zeynep Hemşire : Ama hadi Kıvılcım yeniliyorsun bak , hastaların istekleri hiç bitmez .
- Kıvılcım : Dudağını büzer ve Ömer'e ters bakış atar . Ömer gülmeye başlar .
- Ömer : Gördüğünüz gibi bana baskı uyguluyor . Kaybetmem için .
- Dilara : Ah be enişte bir kere yenilseydin moral olurdu .
Herkes kafasını çevirip Dilara'ya bakar .
- Dilara : Ay ne oldu , bir kere bilerek yenilseydi .
- Demet : Kızım biz o yüzden mi bakıyoruz ?
- Dilara : Ne dedim ki başka ?
- Ömer : Gülmeye başlar , bence sakıncası yok .
- Zeynep Hemşire : Ömer demek yerine enişte dedin .
- Dilara : Ay pardon , kendimi alıştırmaya çalışıyordum .
- Kıvılcım : Dilara bütün odağımı dağıttın yenildim işte of .
- Hastalar alkışlamaya başlar .
- Kıvılcım : Ama ben bunu kabul etmiyorum .
- Ömer : Görüyorsunuz nasıl mızıkçılık yapıyor .
-Demet : Kıvılcım sana kolay gelsin. Biz desteğimizi verdik .
-Ömer : Hiç şansı yoktu .
-Kıvılcım : Bir sonra ki maçta hiç şansın olmayacak .
- Dilara : Ay evli çiftler gibi tartışmıyorlar mı ?
Tekrardan herkes Dilaraya dönüp bakar .
- Dilara : Bencede ya hala bekarlar yani neyse benim telefonum ötüyor hasta beni bekliyormuş . Daha fazla kalırsam nikah kıyarım .
Ömer gülerek Kıvılcıma bakar ve kaş göz işareti yapar .
- Demet : Evet herkesler odasına artık çok geç oldu . Kıvılcım sen hastaların kontrollerini yap sonra çıkabilirsin .
Herkesler odasına geri döndü ben ise en sona Ömer'i bıraktım . Kapısını tıklatıp içeri girdim .
- Ömer : Gel bakalım , sana bir liste yaptım .
- Kıvılcım : Ne listesi bu ?
- Ömer : Yapılıcaklar listesi .
- Kıvılcım : Ne ara yazdın ya , ayrıca bu liste niye bu kadar uzun .
- Ömer : İlk maddeyi oku bakalım .
- Kıvılcım : 1 Sabah İlk Ömer Ünal'ın odasına gelinecek ve günaydın öpücüğü verilecek .
2 Ömer Ünal'ın kahvaltısı Kıvılcım tarafından hazırlanacak .
Ya Ömer bu ne ?
- Ömer : Liste yaptım . Hadi devamını oku
- Kıvılcım : 3 Ömer Ünal sabah yürüyüşüne çıkartılıcak ve öpülecek .
Ömer gülmeye başlar .
- Ömer : Ne oldu beğenmedin mi ?
- Kıvılcım : Ben kazansaydım yapacağın sürpriz ne olacaktı ?
- Ömer : Onu söylemem . Bir sonra ki tur belki kazanırsın .
- Kıvılcım : Belki ... çok adisin . Diyerek listeyi ona doğru atar .
- Ömer : Bak beni kızdırma listenin 1. Maddesini değiştiririm .
- Kıvılcım : Ne yaparsın ?
- Ömer : Sana bugün için mesai yazarım . Mesela yanımda bu gece bana eşlik edebilirsin .
- Kıvılcım : Galiba buna ben de tamam derim çünkü eve gidemeyecek kadar yorgunum .
- Ömer : Ciddi misin ? Bak ona göre hemen yatakları birleştiricem ?
- Kıvılcım : Yapalım mı ?
- Ömer : Neyi ?
- Kıvılcım : Bak ya ...
- Ömer : Tamam sen vazgeçmeden hemen ayarlıyorum .
İki yatağı yan yana koyduk ve ben de Ömer'in yanına uzandım . Ömer 'e doğru yanaşıp sarıldım .
Ömer elini Kıvılcımın saçlarında gezdirmeye başlar .
- Kıvılcım : Şu olay beni o kadar rahatlatıyor ki .
- Ömer : İstersen daha da rahatlatabilirim .
- Kıvılcım : Kafasını kaldırır . Rahat dur hastanedeyiz .
- Ömer : Kapıyı kilitleriz .
- Kıvılcım : Saçmalama Ömer .
- Ömer : Ben tamamen unuttum .
- Kıvılcım : Ne oldu ?
- Ömer : Birazdan ilaçlarımı getiricekler seni burada görürlerse .
- Kıvılcım : Ben saklansam mı ?
- Ömer : Gülmeye başlar , nereye saklanıcaksın yatağın altına mı ?
- Kıvılcım : O zaman gideyim .
- Ömer : Dur yerinde diyerek kolundan tutar . Göz göze gelirler ve Ömer yanaşarak Kıvılcımın dudağından öpmeye başlar Kıvılcım buna karşılık verir . Ömer ellerini Kıvılcımın ellerine kenetler ve göz göze gelir tekrardan yanaşır ve  dudaklarından boynuna doğru inmeye başlar kendinden geçen Ömer Kıvılcımın üzerini çıkartır. Bir elini bacağına doğru götürür tam o sırada Tunç kapıdan içeriye girer ve  gördüğü manzara karşısında dona kalır .
- Bölüm Sonu -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now