two

384 42 46
                                    

PERCY

Bunu kaç kere söylediğimi sayamaz oldum ama ölmüş olmalıydım. Ama ne yazık ki hala yaşıyordum.

Gözlerimi açtığımda ellerimin bağlı olduğunu fark ettim. Ayrıca karnım da kılıç saplanmış gibi acıyordu. Bir saniye zaten kılıç saplandı!

Oturduğum yerden kalkmaya çalıştım ama bağlı olduğum ipler izin vermedi. "Yerinde olsam uslu durardım zaten onları zar zor ikna edebildim."

Gözlerimi kırpıştırıp konuşan kişiye baktım. "Clarisse?"

Clarisse oturduğu yerde doğrulup beni süzdü. "Sen o değilsin, değil mi?"

"Kim?"

"Evet, kesinlikle değilsin. Yüzün kötülük lordu olmak için çok aptal."

"Bu iltifat mıydı?"

Clarisse kalkıp önümde diz çöktü. "Adın ne?"

"Percy Jackson ve sen bunu zaten biliyorsun. Beni hiç sevmezsin, kamptaki ilk senemde kafamı tuvalete sokmaya çalıştın."

Clarisse güldü. "Öyle mi yaptım? Tanrılarım, sen gerçekten o değilsin."

"Nereden geliyorsun? Neden buraya geldin?" Kapıda onun sesini duyunca yine beynim durdu. Luke kapıda gözlerini kısmış bana bakıyordu. Ona bir süre bakınca neden bu kadar etkilendiğimi anladım. Ölmüş olması sorun değildi, gözündeki bakış benim kanımı donduruyordu. O bakışı hatırlıyordum, dört yıl boyunca ben de ona öyle bakmıştım. O Kronos'un tarafındayken bana böyle bakmazdı çünkü kazanacağını düşünürdü daima, asla yüzünde 'dünyayı bu pislik mahvetti ondan nefret ediyorum' bakışı olmadı.

"Ne bakıyorsun? Bir şey söyle yoksa seni tekrar-" Luke bana doğru yürüyordu ki Clarisse önüne geçti. "Öfkeyle hiçbir şey çözülmez Luke."

"Ne?" ister istemez sesim yüksek çıktı. "Şaka mı yapıyorsun sen hep sinirlenince birilerini döversin."

İkisi de kaşlarını kaldırıp bana baktı. "Ne? Neden uzaydan gelmişim gibi bakıyorsunuz?"

Clarisse Luke'a döndü. "Sana söyledim. Bu o değil."

Luke yanıma gelip hizama gelmek için diz çöktü. "Nereden geliyorsun Percy?"

"Imm evden?"

"Olimpos'tan mı?"

"Poseidon aşkına hayır! Manhattan'dan ama ev biraz..."

Luke başını yana eğdi. "Hala numara yapıyor olabilir mi... Percy biz en son ne zaman karşılaştık?"

"İki yıl önce Olimpos'ta öldün. 18 Ağustos 2009'da."

Luke'un gözleri kocaman açıldı. "Sen o değilsin."

"Kim değilim?"

Luke belinden hançerini çıkartıp, hayır Annabeth'in hançerini, beni bağlayan ipleri kesti. "Sanırım senin neden burada olduğunu diğerleriyle beraber konuşsak daha iyi olur."

-

Olanları kavramam yaklaşık yarım saat sürdü. Dün gece güzel mavi yatağıma yatmıştım ve şimdi bir kıyamet dünyasında uyanmıştım. Yetmiyormuş gibi bu dünyadaki ikizim pisliğin tekiydi ve tüm arkadaşlarım ondan nefret ediyordu. Arkadaşlarımdan daha fazlası... Ben konuştuğum süre boyunca Annabeth bana boğacak gibi bakmıştı ve Luke burada kalabileceğimi söylediğinde de sinirle odayı terk etmişti. Evet, herkes bana kuşkuyla bakıyordu ama asıl canımı acıtan Annabeth'in bakışlarıydı. Evet, o benim Annabeth'im değildi ama hala acıtıyordu.

dark world | percy jacksonWhere stories live. Discover now