nineteen

96 15 25
                                    

"Piper'ı hemen bırakın. Derhal." diyerek Leo elini daha da ısıtmaya başladı. Jason sinirle dişlerini sıktı. Leo'nun sözünü tutacağından da adı gibi emindi. Düşünceli bir şekilde Piper'a baktı, başka yolu yok gibiydi. Derken birden gözleri dehşetle açıldı. 

"Bir sorunumuz var!" diyerek Percy, Jason ve Bianca'nın şaşkın bakışları karşısında kılıcını Leo'nun karnından çekti.  Leo elindeki Lee'yi bırakıp ellerini karnına götürerek yere yığıldı. Percy birden  kimi bıçakladığını fark etti. "Leo!" Ardından gözü Piper ve onu onu duvara sıkıştıran Jason'a kaydı. "Ve Piper?!"

Bianca yardım etmek için Lee'nin yanına koşup ona nektar içirirken sordu. "Onları tanıyor musun?"

"Evet, benim dünyamda..." Percy, Jason ile göz göze gelince cümlesini bitirmemeye karar verdi. "İyi insanlardı."

Jason kılıcını Piper'ın boğazına daha da bastırdı. "Burada değiller. Bu cadı beynimi yıkamaya çalıştı ve yerdeki ateş çocukta Lee'yi eritmek üzereydi."

Leo yerde inledi. "Piper'ı bıraksan kimseye zarar gelmeyecekti!"

"Suçlu ben miyim şimdi?!"

Percy araya girdi. "Çocuklar bunun için hiç zaman yok! Percy bu dünyadaki babamı bulmaya gitmiş." Percy duvardaki Piper'a yaklaştı. "Nerede olduklarını biliyor musun?"

"Az önce en yakın arkadaşımı bıçakladın, biliyor olsaydım bile söylemezdim."

"Söyleyeceksin!" Jason kılıcı biraz daha bastırmaya başlayınca Piper acıyla inledi. Percy uzanıp onun kolunu tuttu. "Jason dur, onu öldüreceksin!"

Jason öfkeyle ona döndü. "Bana yaptığına bir bak! Beni neredeyse canavara dönüştürüyordu."

"Kızgın olduğunu biliyorum ama Piper..." Percy alt dudağını ısırdı. Eğer kendi dünyasından bir kez daha bahsederse Jason'ın bu sefer ona saldırmasından korkuyordu. Jason'ı baştan aşağı süzdü. Üzeri kanla kaplanmış ve öfkeyle parlıyor gibi görünmesine rağmen Percy gerçek onu görebiliyordu. Kılıcı tutan elleri titriyor, sesindeki korkuyu fark edebiliyordu. Jason'a her ne yaptılarsa çocuk dağılmak üzereydi.

O sırada Leo'nun çığlığı duyuldu. İkisi de ona döndüğünde Leo'nun yarasından çıkan dumanları gördüler, büyük ihtimalle daha fazla kan kaybetmemek için yarasını dağlamıştı. Dirsekleri üzerinde doğrulup kısık sesle konuştu. "Ya-Yardım edebilirim ama Piper'ı bıracaksınız." diyerek zorlukla doğruldu. Percy ona bakarken ister istemez suçluluk duydu. Biraz önce düştüğü yerde neredeyse bir kan gölü oluşmuş, Leo'nun yüzü bembeyaz olmuştu. 

"Anlaşma yapacak durumda değilsin, Valdez."

Percy iç çekti. Bunun için gerçekten zamanları yoktu. "Leo ölüyorsun ama eğer bize yardım edersen seni iyileştirebiliriz ve Piper da güvende olacak. Söz veriyorum."

Leo itiraz edecekti ki Piper ondan önce konuştu. "Leo'yu kurtarın, lütfen. Eğer onu kurtarırsanız size yerini söylerim."

"Anlaştık." Percy başıyla işaret edince Jason kızın boğazındaki kılıcı çekti. 

Piper boğazını tutarak odadaki bilgisayara yöneldi. Birkaç tuşa bastıktan sonra Percy'nin nerede olduğu belli oldu.

Jason bir ekrana bir de Percy'e baktı. "Ülkenin öbür ucundalar, seni uçursam bile zamanında yetişemezsin."

"Belki ben yardım edebilirim." diyerek Bianca ayağa kalktı. "Hiç gölge yolculuğunu duydun mu?"

Percy başını salladı. "Evet, benim dünyamda Nico yapardı. Birkaç kere... Tecrübe ettim diyelim."

dark world | percy jacksonWhere stories live. Discover now