twenty | final

150 17 24
                                    

Jason gözlerini açtığında tüm bedeni ağrıyordu. Acıyla yüzünü buruşturdu. "Sonunda uyandın."

"Ne kadar süredir uyuyorum?"

"Dünden beri uyuyorsun." Jason başını tutarak doğrulurken Lee konuşmayı sürdürdü. "Attığın şimşek öyle güçlüydü ki Zeus atmış gibiydi, seni öldürdü sandık."

Jason başını çevirdiğinde yanındaki sandalyede uyuyakalan Piper'ı fark etti. Lee de baktığı yana baktı. "Sen uyanana kadar yanında bekleyeceğini söyledi."

"Neden?"

Lee omuz silkti. "Kendin sor, benim ilgileneceğim daha hastalar var." diyerek odadan çıktı.

Jason yataktan ayaklarını sarkıtıp Piper'ın koluna dokundu. Kız birden irkilerek uyandı, etrafına şaşkınca bakınıp bakışları Jason'da durdu. "Jason! Uyanmışsın!"

"Evet." Jason ilgiyle ona baktı. "Lee başımda beklediğini söyledi. Neden?"

Piper uyurken yüzüne düşen saçını düzeltti. "Başında beklemek suç mu?"

Jason beklemediği soru karşısında duraksadı. Piper iç çekip koltukta arkasına yaslandı. "Kendimi borçlu hissettim. Sana... Yaptığım onca şeyden sonra."

"Beni önemsediğini bilmiyordum." Jason ona baktı. "O kılıcı boğazına dayayana kadar... Senin etkindeyken söylediklerini hatırlıyorum, senin için bir kukladan farksız değildim."

Piper parmaklarını boğazındaki yara bandında gezdirdi. "Babam bir oyuncuydu, rol yapmayı iyi bilirim." Başını kaldırıp Jason'a baktı. "Tek istediğim Medea'yı öldürmen ve buradan kaçmaktı. Kronos başa geldiğinde melezleri topladığını biliyordun, değil mi?" Jason başını salladı. "Leo peşime düşmüştü. Beni ve babamı öldürecekti, son anda Leo kararını değiştirdi ve sadece beni kaçırmaya karar verdi. Bir plan yaptık, yeterince güçlü olduğumuzda bizi bunu yapmaya zorlayan Medea'yı öldürecek ve buradan kaçacaktık. O zamana kadar da onların istediği gibi rol yapmam gerekiyordu." Piper uzanıp elini tuttu. "Sana yaptıklarım için özür dilerim."

Jason bir süre bir şey söylemedi. Sonunda elini çekti. "Baban hala yaşıyor mu?"

Piper başını salladı. "Sen uyandığına göre artık Leo ile onu aramaya gidebilirim."

"Onu bulsan bile hayatınız eskisi gibi kolay olmaz." Jason derin bir nefes aldı. Bunu söylediğine inanamıyordu. "Eğer güvenli bir yer istersen... Bir sığınak... Jüpiter Kampı'nı tekrar kurmayı planlıyorum, kapım her zaman açık."

"Bu beni affettiğin anlamına mı geliyor?"

Jason gülümsedi. Piper yerinden kalkıp yanağından öptü. "Teklifini düşüneceğim."

-

"Nasılsın?" diyerek Percy yanına oturduğunda Bianca yazdığı kaldığı kapatıp ona baktı. "İyiyim, harikayım."

Percy gergince onu süzdü. Bianca'da önceki günden beri bir şeyler değişmiş gibiydi. Evet, daha rahattı ancak daha soğuk geliyordu.

Bianca ona dönüp gözlerinin içine baktı. "Percy benden korkuyor musun?"

"Ne? Ben mi? Hayır!" Bianca başını yana eğdi. Percy iç çekti. "Peki, belki biraz. Ben... Daha önce hiç kendi ölümümü izlememiştim."

Bianca koluna dokundu. "Sana asla zarar vermem."

"Biliyorum, sadece... Senin için endişeleniyorum. Benim dünyamda... Annabeth kaçırmıştı ve onu kurtarma ekibinde sen de vardın. Ben erkeğim diye almamışlardı, bu yüzden gizlice gidecektim. O gece Nico beni buldu ve sana dikkat etmem gerektiğini, bana güvendiğini söyledi." Percy iç çekti. "O görevde öldün, Bianca. Ben... Yine aynısı olsun istemiyorum."

dark world | percy jacksonWhere stories live. Discover now