six

330 41 45
                                    

PERCY

"O iyi olacak mı?" Luke'un başucuna oturup bir karışım yapan Lee'ye baktım. Lee sanki bu soruyu bininci kez sormuşum gibi baktı. Saçmalık, en fazla on yedinci kez falan sormuşumdur. 

Lee iç çekip Luke'un yüzündeki yanıklara baktı. "Uyanacak ama yanıkları iyileştirebilir miyim bilmiyorum. Bunun için fazla nektar gerek ve bizde hiç kalmadı." Son kelimeleri sessizce mırıldanıp karışımı elime tutuşturdu. "Bunu Luke'un yanıklarına sür ben Bianca'ya bakayım." dedi ve bana kötü bir bakış atıp odadan çıktı.

Elimi sürmek için karışımın içine sokacaktım ki gözüm odanın kenarındaki musluğa kaydı. Annabeth Poseidon'un bir yerlerde saklandığını söylemişti ki öyle olmasa bile musluk suyunun nereden geldiği belli değildi ama yine de denemek istedim. Tabağı kenara koyup gidip musluğu açtım ve içindeki suyu yönlendirdim. Su havada dalgalanarak gidip Luke'un etrafını sarmaya başladı. Su Luke'un tüm bedenini sardığında ona Luke'u iyileştirmesini emrettim. Su görevini birkaç dakika içerisinde yaptı, Luke'un yüzündeki yanıkların tamamen iyileştiğini gördüğümde suyu özgür bıraktım ve musluğu kapattım. 

Luke öksürerek uyandı ama birkaç dakika sonra tekrar kendisinden geçti. Yanına koşup durumuna bakacaktım ki kapıda dehşet içinde bana bakan Annabeth'i gördüm. Yüzündeki ifadeyi çözmek zordu ama minnet olmadığı kesindi. "Ne yaptın sen?"

"O... Onu iyileştirdim."

Annabeth Luke'un yanına koşup nabzına baktı. "Suyla mı?!"

Sesinde öyle bir tiksinti vardı ki gören cinayet işlediğimi falan sanardı. "Annabeth o sadece bayıldı, su iyileştirdiğinde eğer Poseidon'un çocuğu değilse bedeni yorabilir."

Annabeth bir şey söyleyecekti ki odaya Lee girdi. Büyük ihtimalle Annabeth'in çıkardığı büyük gürültüden gelmişti. "Neler oluyor bura-" Luke'un yüzünde tek bir çizik dahi olmadığını görünce ağzı bir karış açıldı. "Apollon aşkına, bu nasıl olabilir?"

"Lee o iyi mi?"

Lee Luke'un üzerindeki örtüyü çekip göğsündeki yanıkları da kontrol etti, hiçbir şey yoktu. "Hiç olmadığı kadar."

"Ama-"

"Uyuyor sadece, uyanır sorun yok." Lee Annabeth'i geçiştirip bana hayranlıkla baktı. "Bunu nasıl yaptın?" 

 "Suyla her temas ettiğimde Poseidon'un oğlu olduğum için beni iyileştirir, zamanla bunu başkalarını iyileştirmek için kullanmayı öğrendim. Bu onları da beni de biraz yoruyor ama..." Luke'a baktım. "Buna her seferinde değiyor." 

Lee başını salladı. "Sence bunu Bianca'ya da-"

"Lee olmaz!"

"Neden olmasın? Ben gidip Bianca'yı hazırlarım sizinle banyoda buluşuruz orada daha çok su var." dedikten sonra çıktı.

Annabeth çileden çıkmış gibi gözüküyordu. Her an üzerime atlayıp beni boğabileceğini düşündüm. Yine de yorgunluktan Luke'un ayakucuna çöktüm. "Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?"

"Neden ona bu kadar çok benziyorsun?"

Anlamayarak ona baktım. "Onunla tek benzerliğim yüzüm, ben o değilim."

"Peki ya şu suyla yaptığın şeyler?" 

"İnsanları iyileştirmem mi?"

Annabeth bıkkınlıkla iç çekip yanıma çöktü. "Bianca'nın yaralarının nasıl olduğunu düşünüyorsun?"

"Kötü?" Annabeth bana aptalmışım gibi baktığında sebebini sorduğunu anladım. "Percy... Ona işkence etmiştir diye düşündüm. Bilmiyorum Bianca ona direnmiştir ve..."

dark world | percy jacksonWhere stories live. Discover now